Kimin Aklına Geldi At Yerine Motor Kullanmak: Tarihteki İlk Dört Tekerlekli Araba Nasıl Üretildi?
Günümüz dünyasında arabalar olmazsa olmaz teknolojilerden biridir. En azından herkes karayolu toplu taşıma araçlarını kullanıyor. Ancak 19. yüzyılın sonunda araç olarak kullanılabilen yalnızca bisiklet ve atlı arabalar vardır. Ta ki Quadricycle, Henry Ford tarafından icat edilene kadar. Bugün için oldukça basit ancak dönemi için devrim niteliğinde bir buluş olan Quadricycle ve Henry Ford’un ilham veren bir hikayesi var.
Not: Yazımıza geçmeden önce Carl Benz tarafından 1885 yılında yapılan Benz Patent-Motorwagen isimli bir araç yapıldığını hatırlatalım. Ancak bu araç içten yanmalı motorla çalışmasına rağmen 3 tekerlekle hareket ediyordu ve günümüzde araçlara çok daha az benziyordu. Buna rağmen pek çok kişi ilk araç olarak Motorwagen'ı kabul etmeye devam ediyor.
Henry Ford gibi dahi olarak nitelendirebileceğimiz insanlar, görünenden çok daha fazlasını görürler. Quadricycle gibi bir aracın icadı da böyle bir görme hikayesine dayanıyor. Henry Ford ve ona yardım eden bazı mühendis arkadaşları her şeyi göze alıp Quadricycle aracını icat etmeselerdi, bugün alıştığımız otomobil endüstrisi olmazdı.
Bir mucidin doğuşu:
Quadricycle icadından önce Henry Ford’u o güne getiren sürece göz atmak gerekiyor. 1863 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde doğan Ford, temel mühendislik ve çıraklık eğitimlerini tamamladıktan sonra 1879 yılında hayatını değiştirecek şehir olan Detroit'e taşındı. Westinghouse Company şirketinde benzinli motorlar üzerine çalışmalar yaptı ve karısı Clara Bryant ile evlendi.
Hayatındaki en önemli adım ise Thomas Edison tarafından kurulan Edison Illuminating Company şirketinde işe başlamasıdır. Yıllarca burada çalışan Henry Ford hem büyük mucit Thomas Edison ile hem de birbirinden yetenekli diğer mühendisler ile tanışarak arkadaş oldu. Quadricycle fikri de bu arkadaşlarından biri sayesinde ortaya çıktı.
Atlar veya insan gücü olmadan çalışabilen bir aracın doğuşu:
Edison Illuminating Company şirketinde Henry Ford ile birlikte çalışan mühendis arkadaşı Charles King, bir gün American Machinist dergisinin Kasım 1895 tarihli sayısında bir makale görüyor ve Ford’un hoşuna gideceğini düşünerek ona gösteriyor. Yazıda atsız, benzinli motorla çalışan, hafif ve güçlü arabalardan bahsediliyor ve Ford bir aydınlanma yaşıyor.
Benzinli motorlara ilgi duyan ve konu hakkında çalışmaları olan Henry Ford, zaten uzun zamandır aklında olan bir projenin bu yazı ile tamamlandığını ve artık projeye odaklanması gerektiğini anlıyor. Proje basit; atlar ve insan gücü olmadan çalışabilen bir araç.
İlk çalışmalar başlıyor:
Edison Illuminating Company şirketinde esnek çalışma saatleri ile çalışıyor olan Henry Ford’un aklındaki projeye odaklanmak için kullanabileceği bolca vakti vardı. Aklındaki projeyi gerçekleştirmek için de en uygun yer Bagley Bulvarı üzerindeki evinin arka bahçesinde bulunan küçük bir kulübeydi. Zaten büyük icatlar evlerin garajları ya da izbe kulübelerden çıkar.
Planı hazırdı ancak tüm aşamaları elle tamamlanacak olan bir aracı tek başına yapması mümkün değildi. Bu nedenle Henry Ford, mühendis arkadaşları David Bell, James Bishop, George Cato ve Edward Huff’dan oluşan özel bir ekip kurdu. Ekip, işlerinden arta kalan tüm zamanı Ford’un evinin arka bahçesinde küçük kulübede geçiriyor ve Quadricycle aracını ortaya çıkarıyorlardı.
Basit ve hafif malzemeler:
O gün ekibin elinde, günümüz otomobil teknolojilerinin hiçbiri hatta yeterli malzeme bile her zaman yoktu. Bu yüzden onlar eldeki malzemeleri en iyi şekilde değerlendirmek için zekalarını ve mühendislik becerilerini kullandılar.
Quadricycle yapılırken çelik, ahşap, kauçuk, kumaş ve cam malzeme kullanıldı. Bisikletten hallice olan Quadricycle için 3 metrelik özel bir bisiklet zinciri alındı. Ford, araç için kullanılan kılavuzları, kalıpları ve vida dişlilerini kendi elleriyle yaptı. Aracın iki silindirli, basit bir motoru vardı ve toplam ağırlığı 500 kilo kadardı.
Anlamı "dört tekerlekli bisiklet" olan Quadricycle’a duvar engeli:
Tarih boyunca farklı yenilikler icat eden mucitlerin başına olur olmadık aksilikler gelmiş, bazı kişiler tarafından önlerine engeller konmuştur. Henry Ford da her mucit gibi sorunlar yaşadı ancak en büyük engeli de kendi kendine koydu; kulübenin duvarları.
Komik de olsa ne Henry Ford ne de ekibin geri kalanı Quadricycle’ın boyutunu doğru olarak hesaplayamamışlardı. Düşündüklerinden daha büyük olan araç, kulübenin kapısından geçmiyordu. Elbette hiç kimse bir mucidin önüne duvar öremez. Anlatılanlara göre Henry Ford balyozu kaptığı gibi kendi kulübesinin duvarının yarısını aşağı indirmiş ve aracın yolunu açmış.
Quadricycle ile yollarda:
Her mucidin icadını denediği ve halka sunduğu bir gün vardır. O gün Henry Ford için 4 Ocak 1896 sabahı, saat sabaha karşı 04.00’tü. Yanında ekibinden yalnızca Edison Illuminating Company şirketinde de baş yardımcı mühendisi olan James Bishop vardı.
Ford, Bagley Bulvarı üzerindeki evinin arka bahçesinde bulunan kulübeden, kendi elleriyle kırdığı duvarın arasından Quadricycle’ı sürerek dışarı çıktı. Ford, Quadricycle’ı Grand River Bulvarı’ndan aşağı doğru sürdü ve üç ana cadde dolaştı. Bishop, Quadricycle’ın önünde bisiklet sürüyor ve halkı ilk kez gördükleri bu araç konusunda kaza olmaması için uyarıyordu.
Quadricycle, yalnızca iki bisiklet hızındaydı, geri vitesi yoktu, frenleri bile bisiklet frenine benzer bir sistemden oluşuyordu ama yine de Henry Ford’un hayali gerçek olmuştu. At ya da insan gücü olmadan, benzinli motorla çalışan ilk araç Quadricycle yollardaydı.
Ford Motor Company:
Henry Ford, Quadricycle aracını 200 dolara sattı (O yıllarda büyük paraydı). Elde ettiği parayla daha gelişmiş araç sistemlerine yatırım yaparak ilerledi, 12 farklı iş insanını inandırıp yatırım aldı. Sonunda bugün herkesin bildiği Ford Motor Company şirketini kurarak günümüz otomobil endüstrisinin temellerini attı. Quadricycle’ı yola çıkarmak için Bagley Bulvarı üzerindeki evinin arka bahçesindeki duvarını kırdığı kulübeyi ise 1933 yılında, aslında uygun olarak yeniden yaptırdı. Quadricycle ismi ise günümüzde hala dört tekerli, basit araçlar için kullanılan bir isim olarak anısını yaşatmayı sürdürüyor.
Günümüz otomobil endüstrisinin temellerini atan Henry Ford ve Quadricycle aracının hikayesi gerçekten ilham verici. Günümüzü şekillendiren tüm icatların küçük kulübeler ya da evin eski garajında yapılıyor olması ise hiçbir şeyin imkansız olmadığını, iyi bir fikrimiz varsa imkanlar ne olursa olsun arkasında durmamız gerektiğini bize gösteriyor.
webtekno.com
Yorumlar
Yorum Gönder